Cuma hutbesine neden kılıçla çıkılıyor? | İslami Forum, Dini Forum, İslami Forum Sitesi

Cuma hutbesine neden kılıçla çıkılıyor?

Admin

Administrator
Yönetici
Admin
Katılım
Nis 14, 2019
Mesajlar
1,643
Tepkime puanı
76
Puanları
0
Cuma Hutbesine Neden Kılıçla Çıkılıyor?
454
Cuma hutbesine neden kılıçla çıkılıyor? Hutbede kılıç geleneği.
Osmanlı tarihi boyunca kılıçla fethedilen şehirlerde en az bir camide “an-fetih” sûretiyle hatîb efendi Cuma hutbesine kılıçla çıkar ve ona dayanarak hutbesini okurdu. Bu gelenek, Edirne’deki Eski (Ulu) Camiî’nde 609 yıldır, Bandırma Edincik’teki Emir Sultan Camiî’nde 621 yıldır, Kastamonu’daki Atabeygazi Camiî’nde 746 yıldır, Çanakkale’nin Gelibolu ilçesindeki Gazi Süleyman Paşa Camiî’nde 709 ve bazı tarihi camilerde hala devam ediyor.

Fatih, Şehzadebaşı, Bayezîd yolunu takip ederek ilerliyordu. Yol kenarlarında askerler selama durmuştu. Rum kızları ise, genç padişahı çiçek yağmuruna tutuyorlardı. Bu sırada bir derviş, yolun ortasına çıktı. Fatih’e hitaben:

“–İstanbul’u fethettim diye bu kadar kendine paye çıkarma! Sen İstanbul’u bizim gibi dervişlerin duası ile aldın...” dedi.
 

Admin

Administrator
Yönetici
Admin
Katılım
Nis 14, 2019
Mesajlar
1,643
Tepkime puanı
76
Puanları
0
KILIÇLA HUTBE GELENEĞİ

Fatih de cevaben

“–Doğru söylersin derviş baba... Lakin bir harp, dua askeri ile kılıç askeri müşterek hareket ederse, zafere ulaşır. Duayı bırakanları, ahirette Cehennem bekler. Kılıcı bırakanlara da, çok yazık olur! Dua temel saiktir. Lakin ona esbaba tevessül de eklenmelidir ki, netice alınabilsin! İşte bugün de böyle olmuştur. Hep birlikte hem dua eyledik, hem de kılıç salladık; zafer müyesser oldu. Zaferin sırrı, Hazret-i Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-’in izini takip etmektir...” dedi.

Büyük Hünkar, bu sûretle kendisinden sonra gelecek nesle de, zaferin mecbûrî şartının; kılıcın, Kur’an rûhu istikametinde kullanılması ile mümkün olacağını ne güzel ifade etmiştir.

Bundan dolayıdır ki, bütün Osmanlı tarihi boyunca kılıçla fethedilen şehirlerde en az bir camide “an-fetih” sûretiyle hatîb efendi Cuma hutbesine kılıçla çıkar ve ona dayanarak hutbesini okurdu. Bunun manası, hatîbin konuşma hakkı ve hürriyetinin, kuvvet ve kudreti elinde bulundurmakla mümkün olduğuna işaretti.

Bugün bile Bayezîd Cami-i Şerîfi’nde hatipler hutbeye kılıçla çıkarlar. Diğer taraftan şayet fethedilen belde kılıç girmeden sulhen ele geçmişse, orada da hatip efendi, Cuma hutbesine “an-vatan” sûretiyle, elinde bir Kur’an-ı Kerîm ile çıkardı.
 

Admin

Administrator
Yönetici
Admin
Katılım
Nis 14, 2019
Mesajlar
1,643
Tepkime puanı
76
Puanları
0
FETHİN MANEVİ KAHRAMANI
Fatih Sultan Mehmed Han, İstanbul’un fethini maddî sebepler kadar maneviyat ricalinin himmetine de atfetmektedir. Bundan dolayı kendisine gül atan Rum kızlarına hocası Akşemseddîn Hazretleri’ni gösteriyor ve bu iltifatların, asıl onun, yani fetihte kendisine omuz veren maneviyat ricalinin hakkı olduğunu ifade etmek istiyordu.

Onun, Akşemseddîn Hazretleri’ne gösterdiği tazim, pek yüksektir. Öyle ki, İstanbul’u fethettiği gün etrafındakilere:

“–Bende gördüğünüz bu sevinç ve huzur, yalnız bu kalenin fethinden değil; Akşemseddîn gibi azîz ve mübarek bir Allah dostunun benim zamanımda ve benimle beraber olmasındandır...” demesi, şayan-ı dikkattir.

Şiirlerini «Avnî» mahlasıyla yazan Hünkar’ın rûhî derinliğini aksettiren şu iki beytinde, onun i‘la-yı kelimetullah davasında Allah’ın nebîleri ile velîlerine istinad ettiği görülmektedir:

İmtisal-i «cahidû fillah» oluptur niyyetüm

“Niyyetim; «Allah yolunda cihad ediniz!» emrine riayet etmektir. Gayretim de, İslam dîninin halis ve ulvî gayretidir.”

Enbiya vü evliyaya istinadım var benim,

Lûtf-i Hak’tandır heman ümmîd-i feth u nusretüm

“Benim, peygamberlere ve Allah dostlarına bağlılığım vardır. Fetih ve zafer ümîdim de, daima Allah’ın lûtfundandır.”
 

Admin

Administrator
Yönetici
Admin
Katılım
Nis 14, 2019
Mesajlar
1,643
Tepkime puanı
76
Puanları
0
FETİHTEN ÖNCE FETHE DAİR HABERLER
İşte onun enbiyaya ve ehlullaha karşı bu yüce bağlılık ve ihtiramıdır ki, onların himmet ve feyzlerinden daima müstefîd olmasına vesîle olmuştur. Nitekim başta Akşemseddîn Hazretleri olmak üzere bütün evliyaullah, bilhassa İstanbul’un fethinde ona her türlü maddî ve manevî yardımı sağlamışlardır. Öyle ki Akşemseddîn Hazretleri, Fatih’e fetihten evvel istikbale ait malûmatlar bile vermiştir. Daha sonra Akşemseddîn -kuddise sirruh- Hazretleri’ne, fethi müteakıben:

“–Niçin fethi önceden haber vererek, istikbal hakkında sözler söyledin?” diye sorulunca, o da:

“–Kardeşim Hızır -aleyhisselam-’dan, fethin ne zaman zuhûr edeceğini öğrenmiştik!..” buyurdu.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Abide Şahsiyetleri ve Müesseseleriyle Osmanlı, Erkam Yayınları