Faizi Yasaklayan Hadis
İbni Mes'ud radıyallahu anh şöyle dedi:
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem faiz alana da verene de lanet etti. (Müslim, Müsakat 105-106; Tirmizı, Büyu’ 2. Ayrıca bk. Buharı, Büyu’ 24, 25, 113; Ebu Davud, Büyu’ 4; İbni Mace, Ticarat 58)
Tirmizı ve diğer muhaddisler, "şahitlerine ve katibine de" kelimelerini ilave ettiler.
Hadisi Nasıl Anlamalıyız?
Önceki konuda "yedi helak edici"den biri olduğunu gördüğümüz faiz ve yukarıdaki ayetlerden "Allah ve Resulünün harb ilan ettiği bir günah" olduğunu öğrendiğimiz faizcilik, Resul-i Ekrem Efendimiz'in lanet ettiği hususlar arasında yer almaktadır. Bu üç tesbit, herşeyden önce konuya ait yasağın son derece şiddetli olduğunu göstermektedir.
Peygamber Efendimiz, toplumun inanç, iktisad ve ahlak düzenini altüst eden, kişi ve toplumları anarşi ve felakete sürükleyen faizi yiyen ve yedirenlerin, Allah'ın rahmetinden uzak kalmalarını dilemek yani onlara lanet etmek suretiyle işin ne kadar ciddı olduğunu gözlerimiz önüne sermektedir. Bilinen bir gerçektir ki faiz, vahye dayalı bütün dinlerde haramdır. Bütün şeriatlar onu ortaklaşa yasaklamıştır.
Öte yandan Allah Teala faizciden başka hiç bir asi ve günahkara kitabında harb ilan etmemiştir. Yine Peygamber Efendimiz, "Her kul öldüğü hal üzere diriltilir" buyurduğuna, yukarıdaki ayette de faiz yiyenlerin şeytan çarpmış gibi mezarlarından kalkacakları bildirildiğine göre faizcilik insanın kötü bir şekilde ölmesine (su–i hatime) sebep olmaktadır. Faiz yemek, faizcilik yapmak demektir. Faiz anlaşma ve akitlerden doğduğuna göre, bunun iki tarafı olduğu gibi şahitleri ve yerine göre katibi, yazıcısı veya noteri de bulunacaktır. Hatta banka, mafya, tefeciler vs. gibi yasal veya yasal olmayan kurumları da olacaktır.
Tirmizı ve diğer hadisçilerin rivayetlerinde yer alan "şahitlerine ve katibine de" ilavesine göre, hem şahıs olarak tefeciler hem de bu işe aracılık yapan kurum ve kuruluşlar ile oralarda faiz işlemlerini yönlendiren, kaydeden, şahitlik eden herkes Peygamber Efendimiz'in lanetinden paylarını almışlardır. Efendimizin lanetinin kapsamını bu ölçüde geniş tutması, İslam toplumunda faizciliğe yer olmadığını, kimsenin ona ne alan-veren olarak ne de şahit ve katip olarak bulaşmaması gerektiğini en yüksek perdeden anlatmak için olsa gerektir. Çünkü toplumun bütün kesimlerine zararı muhakkak olan bir işlemin, hiç bir şekilde yanında olmamak herkesin o topluma karşı görevidir. Bunun bilincinde olmayanlar ya da bile bile bu zararın yaygınlaşmasına yardımcı olanlar ise, elbette laneti haketmişlerdir.
Hadisten Öğrendiklerimiz
1. Şiddetle yasaklanmış olan faizi almak da vermek de Peygamber Efendimiz tarafından lanetle karşılanmıştır.
2. Faiz muamelesine şahitlik ve katiplik yapanlar da bu lanete muhataptırlar.
3. Faizci kurum ve kuruluşlarda çalışmamaya özen göstermek gerekir.
4. Faizden kurtulamamış bir ekonomi, şeytan çarpmış bir ekonomidir. Sonu maddı manevı tam bir felakettir.
5. İslam, ticaret, yardımlaşma ve karz-ı hasen üzerine kurulu bir iktisadı düzeni öngörür.
Kaynak: Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları