Câhiliye döneminde Mekke ve Kâbe

Esselâmu Aleyküm

Şu an anlatacağım şey, diğer konum ile alakalıdır. Eğer diğer konumu okumadıysanız, her şeyi anlamak için ilk önce ilk konumu okuyun inşaallah: Hz.İbrahim'in çocuk sahibi olması

Diğer konumun sonunda Hz.İbrahimin dua ettiğini söylemiştim. Hz.İbrahim insanların Kâ'beye gelmesi ile alakalı bir dua etmişti (M.Ö. Yani Hz.İsanın doğumundan önce, 1886). Ettiği duasını Allah duydu.

Kâ'beye her kes gelmeye başladı. Her kes Mekkeye (Diğer konumda farkettiyseniz Bekkeden bahsetmiştim, Bekkenin adı sonradan değişerek Mekke olmuştur) gelmeye başladı. Özellikle zengin olan kişiler gelirdi. Belirli yıllarda, Hac ziyaretini yapmak için gelirlerdi. (O dönemlerde, insanlardan Allaha ve peygamberlerine inananlar vardı, yalnız İslam kurulmadığı için Hz.İbrahimin "dini" yani yolu desek daha doğru olur, Hanifti her kes. Ama çok azdı, öyle ki 100-den bile azdı diye biliriz. Her kes putperestti, cehalet devri olduğu için).

İnsanlar, ziyaret ederken, İsmail ve İbrahimin (a.s.) koyduğu kurallara uyuyordular. Yüzyıllar geçtikçe (M.S. Yani Hz.İsanın doğumundan sonra 500-lü yıllar) insanlar Allahı unutuyordular. En çok İshakoğulları ziyaret ediyordu. Onlar Kâ'be-yi kutsal bir tapınak olarak görüyordular.

Yalnız her şey değişti, artık İsmailoğulları o kadar çoktu ki, Mekke vadisine bile sığmıyordular. Artık insanlar Kâ'be taşlarını alıp, onlara ibadet etmeye başlıyordu. İnana biliyor musunuz?!!?

Öyle ki, elalem heykel yaptı, tanrı diye yutturdu ve "Putperestlik" ortaya çıktı. Tüm bu putları, ALLAHIN evinin yanlarına dizdiler (Kâ'be). O günden beri, İbrahimin tapınağı (Kâ'be)-ye olan ilgi azaldı. Haniflerin sayısı azaldı. (M.S. 528).

Putlar Tanrı ile insan arasında bir mesaj ve ilişkidir dediler. Bu yüzden, Tanrı (Allah) ile olan ilişkiler azaldı. Ve Tanrı (Allah)-tan mesajlar kesildi. Bu yüzden günümüzde, eskisi gibi mucizevi olaylar olmuyor. Böylelikle ahirete inanç azaldı ve Ateizm denen felsefi kavram ortaya çıkaverdi (Ateizm felsefesi o dönem keşfedilmese bile, inançsızlık vardı).

Hanifler azdı, Zemzem kuyusuna her hangi bir önem yoktu. Hatta Zemzem kuyusu nerede? İşte.. O bile bilinmiyordu... Bunun asıl sebebi Yemen-den (Ülke) gelen Cürhümîler-di. (M.S. 532).

Mekkeyi yöneten onlardı. İbrahimoğulları-da bunu artık kabullenmiş bir vaziyettelerdi. Bunun sebebi İsmailin ikinci karısıda Cürhümî-ydi.

Yalnız, Cürhümîler çok adaletsizlik yaptılar. Ve Mekkeliler onları kovdular. (M.S. 532)

Ama ayrılmadan önce (Cürhümîler) Zemzem suyunu doldurup üstünü örttüler (şüphesiz ki, bunu intikam için yaptılar).

Sonra, Mekkeyi Huzaa kabilesi yönetmeye başladı. (M.S. 532)

Bu kabile İsmailoğulları kabilesidir. Yemene bir seferinde göç etseler bile, göründüğü gibi yeniden Arabistana dönmüşler. Arap kabilesidir ayrıca.

Ayrıca bu kabilede, atalarına bırakılan eşsiz miras, bu güzelim su kuyusunu (Zemzem) araştırmadı.

Çünkü, Kutsal Kuyu (Zemzem) artık unutulmuştu, başka su kuyuları vardı. Artık Zemzem, bir tarih olmuştu.. Yani Huzaa-lılar-da Cürhümîler-in tekiydi.. Onların şeflerinden birisi, Suriye-den dönerken, Moabi-ler-den (Çok eski bir kavimdir, İsrailoğulları soylarındandır. Ayrıca, eski Yahudi kavmidir. 532 yıllarında putlaşmış ve cahilleşmiştir). Ona Hubel-i (İlk put, Mekke ve Arapların baş tanrısı) vermelerini istediler. Aldılar ve Kabeye konarak Mekke ve Arapların baş putu oldu

Bir yerden kopyalanmamıştır.