Esmaül Hüsna Nedir?,Allahın 99 İsmine Ne denir? | İslami Forum, Dini Forum, İslami Forum Sitesi

Esmaül Hüsna Nedir?,Allahın 99 İsmine Ne denir?

Admin

Administrator
Yönetici
Admin
Katılım
Nis 14, 2019
Mesajlar
1,681
Tepkime puanı
94
Puanları
0
Esmaül Hüsna Nedir?

Esmaül Hüsna nedir, ne anlama gelir? Esmaül Hüsna, ne demek? Allah’ın güzel isimleri (99 ismi ) nelerdir? Esmaül Hüsna’nın fazileti ve sırları. Şifa ve sırlarıyla Esmaül Hüsna.
Esma-ül Hüsna, ne demektir? Allah’ın güzel isimleri nelerdir? Allah’ın 99 ismi ve anlamı nedir? Esma-ül Hüsna’nın fazileti ve sırları nelerdir? Esma-ül Hüsna duası nasıl yapılır? Esma-ül Hüsna ile ilgili ayet ve hadisler nelerdir? İşte şifa ve sırlarıyla Esma-ül Hüsna...

Esma-ül Hüsna, Allah’ın isimleri için kullanılan bir tabirdir. Esma-i Hüsna 99 isimle sınırlı değildir, derin manalar taşır. İşte Esma-i Hüsna gerçeği... İsmin çoğulu olan esma ile “güzel, en güzel” anlamındaki hüsna kelimelerinden oluşan Esma-i Hüsna (Esmaü’l-Hüsna) terkibi naslarda Allah’a nisbet edilen isimleri ifade eder. Sadece Kur’an’da geçen ilahî isimler 100’den fazladır; muhtelif hadislerde Allah’a nisbet edilen başka isimler de mevcuttur. Esma-i Hüsna terkibinin, geniş anlamıyla bunların hepsini kapsamakla birlikte terim olarak daha çok doksan dokuz ismi içerdiği kabul edilir.
 

Admin

Administrator
Yönetici
Admin
Katılım
Nis 14, 2019
Mesajlar
1,681
Tepkime puanı
94
Puanları
0
ALLAH’IN İSİMLERİ NEDEN EN GÜZELDİR?

Esma-i Hüsna terkibinde yer alan hüsna kelimesi “güzel” manasında sıfat veya “en güzel” anlamında ism-i tafdîl sayılmıştır. Her iki halde de buradaki güzellik bir gerçeği vurgulamakta olup Allah’ın güzel olmayan bir isminden söz edilemeyeceği için mefhûm-i muhalifini hatıra getirmez.

ALLAH’IN İSİM VE SIFATLARI NELERDİR?

444

ESMAÜL HÜSNA’NIN FAZİLETLERİ

İlahî isimlerin güzellikle nitelendirilmesinin sebeplerini Ebûbekir İbnü’l-Arabî şöyle sıralamaktadır:

1. Esma-i Hüsna Allah hakkında yücelik ve aşkınlık ifade eder ve kullarda saygı hissi uyandırır.

2. Zikir ve duada kullanılmaları halinde kabule vesile olur ve sevap kazandırır.

3. Kalplere huzur ve sükûn verir, lütuf ve rahmet ümidi telkin eder.

4. Bilginin değeri bilinenin değerine bağlı bulunduğu ve bilinenlerin en şereflisi de Allah olduğu için Esma-i Hüsna bilgisine sahip olanlara bu bilgi meziyet ve şeref kazandırır.

5. Esma-i Hüsna Allah için vacip, caiz ve mümteni‘ olan sıfatları içermesi sebebiyle O’nun hakkında yeterli ve doğru bilgi edinmemize imkan verir. Fahreddin er-Razî ise hüsnanın bu manalarından Allah’a ait olanları zikretmekle yetinerek O’nun hakkında kullanılacak güzel kavramının kemal ve celal niteliklerini dile getirdiğini ifade etmiştir.
 

Admin

Administrator
Yönetici
Admin
Katılım
Nis 14, 2019
Mesajlar
1,681
Tepkime puanı
94
Puanları
0
ESMAÜL HÜSNA’NIN ANLAMLARI VE FAZİLETLERİ
445

İMAM MATÜRİDİ’DEN SORULAR
İnsanların büyük çoğunluğu kainatın bir yaratıcı ve yöneticisinin bulunduğunu kabul etmekle birlikte madde özelliği taşımadığından O’nu duyularıyla idrak etmeleri mümkün değildir. Şu halde yaratıcı ancak kainat ve insanla olan ilişkisi bakımından tanınabilir. Bundan dolayı Esma-i Hüsna bilgisi, Allah - alem ilişkisine ışık tutması ve sonuçta Allah’ı tanıtması açısından önem taşımaktadır. Yaratıklara benzetme (teşbih) endişesiyle Allah’a isim veya sıfat nisbet etmekte tereddüt gösteren filozofların aslında nefiy değil ispat konumunda kaldıklarını belirten Matürîdî, ilahî isimleri benimsemek istemeyenlere şu soruların yöneltilmesini önerir:

Evrenin yaratılışını kime nisbet ediyor ve hangi dini benimsiyorsunuz? Neye tapınıyor, hangi varlığa karşı dua ve niyazda bulunuyorsunuz? Dinî emir ve yasakları hangi kaynaktan alıyorsunuz? Matürîdî bu sorularıyla, büyük yaratıcının sadece zihnî bir varlık olmayıp fiilen de mevcut bulunduğunu, O’nun ancak isim ve sıfatları yoluyla aklen idrak edilebileceğini vurgulamak istemektedir. Şunu da belirtmek gerekir ki evrenin bir parçasını oluşturan insan, aklî istidlalleri yanında gönül hayatı bakımından da yaratıcı ile münasebet kurmak ihtiyacındadır. Bu münasebetin sağlanmasında Esma-i Hüsna’nın vazgeçilmez bir rolü vardır.

İLAHİ İSİM KULUN KALBİ GİBİDİR
İsimlerin kelimeler ve seslerle ifade edilmesi ve bu seslerin kulaklarda yankılanması söz konusu iletişimi geliştiren ve güçlendiren amillerdir. Kur’an-ı Kerîm’de dua ve zikrin ısrarla tavsiye edilmesinin bir sebebi de bu olmalıdır. Hz. Peygamber’den rivayet edilen dua metinlerinde Esma-i Hüsna’nın çokça yer alması dikkat çekicidir. (Nevevî, el-Eźkar, s. 111-113, 117, 348, 350) Muhyiddin İbnü’l-Arabî’ye göre insan ve genel olarak kainat ilahî isimlerin bilinmesi ve tecelli etmesine vesile olmuştur. Kulun çeşitli halleri ilahî isimlerin farklı tecellileriyle bağlantılıdır. “Her kulun haline uygun düşen ilahî bir isim vardır ki onun Rabbi o isim sayılır; kul bir bedendir, ona tekabül eden ilahî isim ise onun kalbi gibidir.” (et-Fütûĥat, I, 41-42)
 

Admin

Administrator
Yönetici
Admin
Katılım
Nis 14, 2019
Mesajlar
1,681
Tepkime puanı
94
Puanları
0
ESMA-ÜL HÜSNA TEVHİD AKİDESİNİ ZEDELER Mİ?
Allah’ı birden fazla isimle anmak veya bazı sıfatlarla nitelendirmek acaba İslam’ın çok önem verdiği tevhid ilkesini zedeler mi? “Zat-ı ilahiyyeye nisbet edilen mana” şeklinde tarif edilebilen isim veya sıfatlar zihnin dışında müstakil bir varlığa sahip bulunmadıkları için böyle bir endişeye mahal görülmemiştir. Matürîdî’nin de belirttiği gibi insanlar ancak duyularıyla idrak ettikleri konularda bilgi sahibi olabilirler. Bu sebeple duyular ötesi olan Allah kendisini duyulur aleminin kavramlarıyla tanıtmıştır. Ancak Allah ile diğer şeyler arasında benzerlik kurulamayacağını bildiren ayet (eş-Şûra 42/11), Allah hakkında akıl ve hayale gelebilecek her türlü yaratılmıştık özelliğini bertaraf eder. Aslında yaratılmışlar arasındaki benzetmeler sadece bir isimlendirmeden kaynaklanmaz. İki şey arasındaki benzerlik genellikle duyular yoluyla tesbit edildikten sonra ortak bir kelime ile adlandırılır. Halbuki Allah hakkında böyle bir tesbitten söz etmek mümkün değildir.

Allah’a nisbet edilen isimler içinde, ısı olayının ifade edilebilmesi için “sıcaklık” kelimesinin icat edilmesi (vaz‘) gibi insanlarca konulmuş bir ad yoktur. Çünkü böyle bir adlandırma, nesne ve olayların ya doğrudan veya dolaylı bir şekilde duyular yoluyla tanınması ile mümkün olur. Allah’ın bu yöntemle tanınması ise söz konusu değildir. Bu açıdan bakıldığında ilahî isimlerin zatî olmadığını, ancak övgü, dua ve niyazla gönül hayatının derinleşmesi, zenginleşmesi ve manevî doyuma kavuşması için vesile teşkil ettiğini söylemek gerekir. Ancak Cenab-ı Hak zatını bildiği için kendisine verdiği isimler zatı niteliği taşır. Ebü’l-Berekat el-Bağdadî mistik bir telakki ile Allah’ın vaz‘î ve zatî isimlerini bildireceği kulları olabileceğini kabul eder. Bu arif kullarına bildirdiği isimlerle dua edenlere kainattaki her şey boyun eğer. (el-Muteber, III, 128)
 

Admin

Administrator
Yönetici
Admin
Katılım
Nis 14, 2019
Mesajlar
1,681
Tepkime puanı
94
Puanları
0
ESMAÜL HÜSNA İLE İLGİLİ AYETLER
Kur’an’da Allah’ın zatına birçok isim nisbet edilmiştir. Bunların sık sık tekrar edildiği de görülür. Tevbe Sûresi dışındaki 113 sûre besmele ile başlamakta, aynı terkip iki ayetin içinde de yer almaktadır. Ayrıca “ism” kelimesi dokuz yerde “ismullah”, dokuz yerde “ismü rabbik”, iki ayette de zamire muzaf olarak “ismuh” şeklinde yirmi yerde zikredilmektedir. Esma-i Hüsna terkibi ise dört ayette yer alır. İslam literatüründe genellikle kabul edilen nüzûl sırasına göre bu dört ayetin ilki (el-A‘raf 7/180) Allah’ın Esma-i Hüsnası bulunduğunu, kendisine onlarla dua edilmesi gerektiğini ifade etmekte ve O’nun isimlerinde “ilhad”a düşenlere itibar edilmemesini istemektedir. “Haktan sapmak, itidalden ayrılmak” anlamına gelen ilhadın bu ayetteki manası iki noktada yoğunlaşmaktadır: a) İsimleri ya tamamen inkar etmek veya inkara götürecek şekilde te’vile tabi tutmak; b) İsimleri ancak Allah için geçerli olan anlamlarıyla Allah’tan başkasına nisbet etmek (teşrîk) veya O’nu yaratılmışlara ait isim ve kavramlarla adlandırmak. İkinci Esma-i Hüsna ayeti (Taha 20/8) Allah’ı kaniatın yaratıcısı, yöneticisi ve maliki olarak niteleyen ve en gizli şeyleri bildiğini ifade eden bir grup ayetten sonra gelmekte ve yine tevhid akîdesini vurgulamaktadır: “Allah kendisinden başka ilah olmayandır. En güzel isimler O’na mahsustur.”

ESMAÜL HÜSNA AYETLERİ
İslam’dan önce özellikle Güney Arabistan’da “Rahman” kelimesinin Tanrı’nın ismi olarak kullanıldığı bilinmektedir. Bu sebeple Taberî’nin naklettiğine göre Hz. Peygamber’in dua, niyaz ve ibadetlerinde rahman ismini kullanması müşrikler tarafından yadırganmış, bu tutumun onun ana ilke olarak kabul ettiği tevhid inancına ters düşeceği ileri sürülmüş, bunun üzerine İsra Sûresinin 110. ayeti nazil olmuştur. (Camiu’l-beyan, XV, 121) Bu ayette, “Allah” adına veya “rahman” adına dua edilmesinin neticeyi değiştirmeyeceği, çünkü O’nun birden fazla isminin bulunduğu ifade edilmektedir. Nihayet Medine döneminde nazil olan Haşr Sûresinin son üç ayetinde (59/22-24) Allah’ın on altı (“tesbih” kavramı göz önünde bulundurulduğu takdirde on yedi) ismi sıralanmış ve bir defa daha O’nun Esma-i Hüsnası’nın bulunduğu belirtilmiştir. Bu ayetlerde Allah’ın birliği vurgulandıktan sonra tenzîhî, sübûtî ve fiilî bazı sıfatlarını dile getiren isimler örnek bir adlandırma niteliğinde zikredilmiştir.
 

Admin

Administrator
Yönetici
Admin
Katılım
Nis 14, 2019
Mesajlar
1,681
Tepkime puanı
94
Puanları
0
İSİM MÜSEMMAYI ÇEKER
Genellikle Mu‘tezile ile Şîa alimleri Allah’a nisbet edilen isim veya sıfatların müsemmanın yani zat-ı ilahiyyenin gayri olduğunu iddia ederken Ehl-i sünnet alimleri “gayri” kelimesini kullanmaktan çekinmiş, bazan, “İsim müsemmanın aynıdır” demiş, bazan da kanaatini, “Ne aynı ne de gayridir” şeklinde belirtmiş, bir kısım kelamcılar da isimler arasında gruplandırma yaparak bir sonuca varmak istemişlerdir.

KUR’AN’DA GEÇEN ESMA-İ HÜSNA
Kur’an’da geçen Esma-i Hüsna ya lafza-i celali nitelemekte veya içinde bulunduğu ayetin mana ve hükmünü açıklayıp pekiştirmektedir. Bu konuda ilk akla gelen şey, sayıyı doksan dokuz olarak belirleyen ve Müslümanlar arasında meşhur olan hadistir. Ebû Davûd ile Nesaî dışında Kütüb-i Sitte’de, Ahmed b. Hanbel’in el-Müsned’inde, Nesaî’nin es-Sünenü’l-kübra’sında, Hakim’in Müstedrek’i ile diğer hadis mecmualarında yer alan (Süyûtî, III, 613) ve hepsi de Ebû Hüreyre’ye ulaşan rivayetlerin muhtevası iki kısma ayrılır. Bütün rivayetlerin kaydettiği birinci kısmın meali şöyledir: “Allah’ın doksan dokuz -yüzden bir eksik- ismi vardır. Bunları ezberleyip benimseyen (ihsa) cennete girer.” Hadisin bu kısmını içeren bazı rivayetlerin sonunda, “O tektir, tek olanı sever” şeklinde bir ilave de mevcuttur. Metindeki “ahśaha” lafzı bazı rivayetlerde “ĥafizaha” ibaresiyle nakledilmiştir. Hadiste cennete girmeye vesile olarak gösterilen “ihsa” kelimesinin buradaki anlamı üzerinde Buharî’den itibaren önemle durulmuş ve kelimenin “saymak, ezberlemek, anlamak” şeklindeki sözlük anlamının ötesinde bir mana taşıdığı görüşü ağırlık kazanmıştır. (İbn Hacer, XI, 228-230) Öyle anlaşılıyor ki bu kelime “İslam’ın ulûhiyyet inancını naslara başvurmak suretiyle tesbit edip anlamak, benimsemek ve bu inanca uygun bir ruhî yetkinlik kaydetmek” anlamını içermektedir.
 

Admin

Administrator
Yönetici
Admin
Katılım
Nis 14, 2019
Mesajlar
1,681
Tepkime puanı
94
Puanları
0
ESMAÜL HÜSNA HADİSLERİ

Ebû Hüreyre hadisine yer veren on beş civarında ana hadis kaynağı içinde sadece Tirmizî ile İbn Mace tarafından metne, doksan dokuz isim ihtiva eden bir liste ikinci kısım olarak eklenmiştir. Tirmizî hadis için kaydettiği dört ayrı senedin sadece birine (“Daavat”, 82), İbn Mace de iki senedin birine isim listesini ilave etmiştir. (“Dua”, 10) Buna karşılık Buharî, Müslim, es-Sünenü’l-kübra’sında Nesaî ve hadisi yedi ayrı senedle tekrarlayan Ahmed b. Hanbel (Müsned, II, 258, 267, 314, 427, 499, 503, 516) bu listeye yer vermemişlerdir. Tirmizî’nin Sünen’inde kaydedilen liste lafza-i celal ile başlayıp sabûr ismiyle sona ermekte ve daha sonra İslam dünyasında meşhur olmuş şekliyle doksan dokuz ismi içermektedir. Bunların ilk on dördü Haşr Sûresinin son ayetlerinde (59/22-24) sıralandığı şekliyle alınmıştır. İbn Mace’nin rivayet ettiği listede ise bu düzen korunmadığı gibi farklı isimler de yer almış, ayrıca metnin sonundaki ahad ismiyle sayı 100’e çıkarılmıştır. Esma-i Hüsna, ulûhiyet inancının açıklık kazanmasına, kulun dua, niyaz ve zikirlerle Allah’a yaklaşmasına yardımcı olmuştur. Esma-ül Hüsna (Allah’ın en güzel isimleri) şu şekildedir: